Dienstag, 12. Juli 2016

KEÇİLİ TEPE İDİ ADI ASLINDA...HER ZİYARETİMİZDE İTHAM EDİLDİĞİMİZ YER...

Klaus , Göbekli Tepe kazı ekibini, çocuklar kazısı başlamamış alanları, diğer neolitik yerleri de tanısınlar diye buraya geziye götürdüğünde her seferinde burayı bulduğunu iddia eden kişi jandarmayı arayıp kaçak kazı yapıyorlar diye şikayet eder, köylüleri kışkırtır, bizi oraya almamaları için uğraşırdı, hatta bir kere buradan dönüşte tutuklandık resmen, ekibin arabasını arayın diye askerleri telefonda kışkırtan yine aynı şahıs yüzünden Kırlık Karakolu nda üç saat bekledik, çünkü savcıya intikal etmişti olay...tabiiki yüzey toplaması falan yapmamıştık, tabiiki arabada bir şey yoktu ...karakolda askerler bize dut topladılar ikram ettiler, sonra hocamızdan çok özür dileriz falan diyerek bizi uğurladılar...Son Karahan Tepe ziyaretimiz 2012 de idi sanırım, yine çirkinliklerle karşılaşıp, bir de bize yine hesap sormalar başlayınca niye oraya gidiyorsunuz diye(bu sefer yeni müze müdürü de katılmıştı bu hesap soranlar kervanına) , Klaus da yeter artık demişti, gitmeyelim, yayınlardan görsün öğrenciler ne göreceklerse, bıktım... Bu arada siz gitmeyin diye ısrar ettikleri yer , uzak bir köyde, bir tepe...ne sınır bölgesi, ne arkeoljik kazı var, ne tarla, ne etrafı sınırlı...Yayını yapılmış, arkeolojik bir buluntu yeri...gitmememiz için aşağı yukarı tek sebep şu, 'biz sizi istemiyoruz, sevmiyoruz, gelmeyin, gitmeyin buraya !' Ve bunu Klaus Schmidt gibi bir insana yaptınız...
Geçen yıl Andrew Collins adlı sözde araştırmacının Youtube da burada elinde kırık metre ile yüzey buluntularını ölçtüğü, resmen keyfi yüzey araştırması yaptığı görüntüleri gördüm sonra...Klaus Schmidt e ve Göbekli Tepe ekibine nasıl sataşsak diye düşüneceğine bazı yetkili kurumlar, elini kolunu sallayıp müzede , orda burda fotoğraf çekip yayın yapan bu insanlarla uğraşsaydı keşke...
Karahan Tepe haberinde deniliyorki 1997 yılında yüzey araştırması sırasında keşfettik...Aslında burası sözkonusu kişiye İdris B. adlı Örencik köyünden birisi tarafından gösterilmiştir, asıl adı Keçili Tepe dir, yakınlardaki göçerler Geçili Tepe derler, adı yayını yapan kişiler tarafından değiştirlmiştir. Bahsedilen yüzey araştırması sonraki yıllarda yapılmış ve burası da bu yüzey araştırmaları sırasında bulunmuş gibi davranılmakta ve yayınlanmaktadır. Araştırma tarihi ile ilgili bu tür saptırma bilgiler alanın arkeolojik değerini etkilemez kuşkusuz ama ne kadar etik bir davranıştır bilemem. Örencik köyü Göbekli Tepe nin yakınındaki köy, İdris B. belki Göbekli Tepe yi bildiği için Keçili Tepe de yüzeyde gördüğü eserlerin ne olduğunu tahmin edip , Urfalı bir arkeolog arayıp, göstermek istemiştir. 
Yine haberde belirtilen, planlanan kazı çalışmaları var mı sorusu üzerine verilen şu görüş dikkatimi çekti: 'Şuan için yok. Ve bu yerlerin gelecekte yapılacak kazılar için rezerve edilmesi gerekmektedir. Çünkü biz henüz Göbekli Tepe’yi tam olarak anlamış değiliz. Bu nedenle Karahan Tepe’nin kazılmasından çok şuan için korunmasına ihtiyacı var.'  Bunun açıklaması şöyle, ' kim uğraşır yeni bir proje, yeni bir kazı ile, şurda hazır Göbekli Tepe varken!' 
Klaus , senelerce çevrede bilinen aynı kültüre ait bu alanların araştırmalarının başlamasının gerekliliğini savunmuştu, Göbekli Tepe ile karşılaştırabileceğimiz her türlü veri , Göbekli Tepe yi anlamamız yolunda büyük adımlar atmamızı sağlayacaktı, o yüzden de Tigris bölgesinden gelen yeni neolitik verileri heyecanla takip ediyorduk...Reserve korunması gereken bir yer varsa o da Göbekli Tepe nin kazılmamış alanlarıdır, Klaus bıkmadan usanmadan anlatırdı, her yeri kazmayacağız, gelecek nesillere bırakacağız diye..
Sadece yüzey araştırmaları sonucu belirlenen Göbekli Tepe benzeri yerler alan olarak oldukça küçük, buralarda bir an önce jeomanyetik ve georadar ölçümlerinin yapılması, yoğun yüzey toplaması sonucu elde edilecek eserlerin incelenmesi ve yayınlanması ve georadar ölçümleri sonucu belirlenecek alanlarda kazıların yapılması bölge neolitiğini daha iyi anlamak için yapılacak en önemli işerden birisidir. Hatta bu alanların ayrı ayrı küçük ekipler halinde araştırılmasından ziyade hepsini kapsayan geniş bir neolitik araştırma projesi ile işe girişilmelidir kanımca.. Ankara dan, İstanbul dan , yurtdışından konunun uzmanları bir araya gelip ortak proje oluşturabilirler...sonra gidilip Doğuş grubuna ödenek için kaynak sorulabilir mesela !Göbekli Tepe nin tanıtımı için miyonlarca lira yatırım yapıyorlarmış ya, Davos ta Göbekli Tepe dikilitaşların buzdan kopyalarını yapıp, tanıtım partisi de yaptılar , buna mı hayır diyecekler !

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen