Mittwoch, 5. April 2017


Göbekli Tepe'de yerleşim bulma zorlamaları!

şu girişi-çıkışı ücretli 'Göbekli Tepe kültürü' konferanslarından birinin videosunu dinleyenlerden biri çekmiş ve Youtube' a yüklemiş. M.Özdoğan konferansında, yıllardır her türlü röportajında ve yazısında değindiği gibi Göbekli Tepe sürpriz değildi, biliyorduk zaten tavrına devam ediyor, medya haberleri yüzünden öne çıktı diyor ve bir yerinde şöyle devam ediyor; ' ritüel alanlar çöküntü alanlarında, yerleşimler yüksek yerlerde olur, Göbekli Tepe' de hep çöküntü alanlarda çal...ışıldı ve ritüel merkez olarak lanse edildi, ama yerleşimler tapınakların etrafında' . Bu bir fikir, teori falan değil, veri, bilgi hiç değildir, benim gözümde, Klaus' un çalışma sistemine ve analiz yetisine saygısızlıktır. Yerleşmelerin orada olduğuna inanıyorsanız, önce gider bulur, ondan sonra konuşursunuz, aramızda olmayan bir güzel insanın yaptığı işleri küçümsemek, baş arkeolog edası ile hatalı olduğunu söylemek çirkinliktir. Klaus'un GT nin ritüel merkez olduğuna dair bilgisinin dayanakları 'çöküntü alanlarda' kazı yapması değildi. Göbekli Tepe yi 20 yıl boyunca araştırıp, düşünüp araştırmalar için gerekli her türlü finansal ve insansal gücü sağlarken, bu sayede elde edilen verileri değerlendirmesidir bunun nedeni. Göbekli Tepe deki yapıların inşaası için ve ritüel aktiviteler için belli dönemlerde burada toplanıldığını ve belli sezonlarda burada konaklayan sınıfların olduğunu her zaman anlattı, yayınladı Klaus. Ayrıca 'yerleşmeler tepelerde, kazmadılar' söylemi de yanlış, Göbekli Tepe nin en yüksek noktalarında da kazı yaptık, dilek ağacının yanında, aslan dikilitaşlı yapı, batı tepesinde muhteşem 'totem'in olduğu yapı, onun da batısında yine yüksek tepede(!) tilkili dikilitaşların olduğu F yapısı bulundu. Bu dikilitaşlar ve totem in-situ ve mekan içi buluntuları idi. Mekan içi envanterine baktığımızda da domestik olarak tanımlanacak bir buluntu yoktu. Oturma odalarına 1,5-2m. lik dikilitaşlar ve totemler dikip, ısınma ve başka domestik faaliyetleri bu eserlere bakıp dua ederek falan gerçekleştirmiyorlarsa dönem insanları, domestik yerleşim vardı, Klaus Schmidt anlayamadı demeye getirmek insafsızlıktır. Göbekli Tepe ve medya unsuruna gelince; evet medyada çıkan abuk haberler yüzünden en çok biz zorluk çektik, ama Göbekli Tepe sırf medya haberleri yüzünden bu kadar tanınmadı, Klaus ve ekibi tarafından yapılan çalışmalar ve yayınlar, Klaus' un son gücüne kadar, yorulmadan dünyanın dört bir yanında verdiği konferanslar sayesinde oldu bu tanınma.

https://www.facebook.com/cigdem.koksal.965

Sonntag, 2. April 2017

Bu fotoğraflar Göbekli Tepe'de devam eden koruma çatısı inşaatından, birkaç hafta önce yayımlanmıştı, burası tepenin kuzey-batı kesimi, arkeolojik çalışma alanları çok derin değil ama burada bile zorlanıyorlar çatıyı inşaa edenler, geçenlerde kamyonla neolitik dönem duvarların üstünden geçmişler, eserlerin üstüne yayılan incecik örtü hiçbir şeyi korumaz. Ayrıca Klaus' un zamanında Koruma Kurulu' da kabul edilen projeye göre farklılıklar görüyorum, bunu iyice inceleyip sonra yazacağım.
Ama bence şimdilik en önemlisi koruma çatısının Haziran ayına kadar bitirilmeye çalışılması. Koruma çatısının kuzeybatıdaki kısmı daha "kolay" olan bölümüydü, bir de güneydoğu yamacındaki eski ana kazı alanında, hani o görselleri, üstüne binbir tane hikaye eklenip çok paylaşılan 5 m. lik dikilitaşların olduğu alanın üzerinde yapılacak bölümü var bu işin. Haziran ayına yetiştireceğiz diye ortalığı daha beter batıracaklarına, daha uzun sürsün, ihtiyatlı, titiz çalışılsın derim. Çatı ihalesini alan şirket başedemiyorsa , destek verilsin, yardım edilsin. Aynı grubun yaptığı Urfa yeni müze inşaatında da sorunlar çıkıyordu, Klaus ve ben henüz Urfa' da iken bunu kendi gözlerimiz ile görüyorduk. Göbekli Tepe nin eserlerinin korunması, yapılan inşaatın bir an önce bitirilip ziyaretçiye açılmasından daha önemli ( benim için ). Kapıda bir milyon ziyaretçi beklese, önce Göbekli Tepe derdim, hepimiz diyelim.
https://www.facebook.com/cigdem.koksal.965/posts/10155057765119774