Klaus un 2000 yılından bir makalesi, aşağıya linkini ekledim...ilk iki sayfasını özellikle, Göbekli Tepe'nin bulunuş hikayesini evirip çevirenlere, yok şu bulmuştu, yok şu Bey emekli oldu ondan sonra Klaus Bey başladı, yok köylüler sayesinde bulundu diye döndüre döndüre bulandırmaya çalışan ama bir türlü gönül rahatlığı ile evet Klaus Schmidt buldu ve araştırdı, başından beri her gün kazı çalışmalarının bizzat başındaydı diyemeyenlere sunayım, biliyorlardır ya gerçi, yine de tekrar hatırlatayım dedim...
Dahası da var, o ilk İstanbul-Chicago yüzey araştırmasında toplanan 2996 tane çakmaktaşı parçanın İstanbul da yıllarca labaratuarda bulunduğunu ve yine kimsenin ne ile karşı karşıya olduğunu anlamadığını ve 1995 de Klaus, Göbekli Tepe ye başladıktan sonra , aaa bizde de birşeyler vardı oradan diye, geriye dönük bir inceleme yapıldığını da tahmin ediyorum...Klaus hep ne güzel yavaş yavaş anlatırdı bunu, o zamanki neolitik dönemle ilgili bilgilerle tahmin edilemezdi böyle bir yer olacağı, onun için anlaşılamamış 1963 de diye açıklardı konuyu mütevazi bir şekilde..Ama ben, onun ardından , bir yılı aşkın zamandır, talan ruhluların yaptıklarını gördükçe, avaz avaz anlatmak istiyorum birçok şeyi...Nefesim tükenene kadar, ömrüm yettiğince de anlatacağım...Göbekli Tepe yi bugün biliyorsak, orayı gezme görme şansımız olduysa, orada çalışma mutluluğuna erişebildiysek, bu bir, 12000 yıl önce orayı yapan ve bir süre sonra tahrip vermeden üstünü kapatan insanlar ve onların zengin iç dünyası, bir de 1994 de öngörüleriyle gelip burayı ziyaret eden ve araştırmaya, kazmaya karar veren Klaus Schmidt sayesinde olmuştur, geriye kalanlar ya da aradakiler gereksiz teferruattır...ama hem gereksiz, hem teferruat olmalarına rağmen, Klaus un hatırasına hoyratça yaklaştıklarında beni meşgul etmeyi ve üzmeyi başarmaktalar maalesef...
Ayrıca ilk yüzey araştırması 1963 de yapıldı ve hemen zaten anlaşıldıysa oranın ne olduğu neden 1980 yılına kadar yayın yapılmadı, neden Göbekli Tepe de kazılara başlanmadı, neden 1994 de Klaus ilk defa Göbekli Tepe ye geldiğinde Örencik köyü yaşlıları, nihayet yeniden bir arkeolog geldi buraya 30 yıl sonra diye karşıladılar onu.
Köylülerin müzeye getirdiği iki taş heykel parçasını görünce anlaşılmış Göbekli Tepe nin ne olduğu tezini savunan ve ' sabana takılan heykelle bulunan Göbekli Tepe' efsanesini yaşatmaya çalışan fraksiyon da şunu kabul etmeli, evet Örencik köylüleri eksik olmasınlar iki tane buldukları heykeli getirmişler müzeye ama eserlere sahte raporu verilip depoya alınmış, Klaus kazılara başladığı yıl zamanın Müze Müdürü merhum Adnan Mısır , bak Klaus bunlar da oradan gelmişti, bir incele diye göstermiş bunları, hatta bu iki heykel teee 2005 yılında gerçekten GT adına envantere alınmıştır...Hatta eserleri müzeye getiren Şavak Amca da, kazılar başladıktan sonra, sahte dediniz inanmadınız diye kızıp, bari şimdi verin ikramiyemi diye müzeyi biraz zorlamıştır haklı olarak...sonunda da aldı galiba bir miktar para rahmetli...
http://www.persee.fr/doc/paleo_0153-9345_2000_num_26_1_4697
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen