Her yıl, Türkiye`de kazı yapan tüm arkeologları biraraya getiren Kazı
ve Araştırma Sonuçları Toplantısı yarın Erzurum da başlıyor. Otuzaltı
defa düzenlenen bu sempozyumun son yirmi yılında, Klaus ilk gün, ikinci
oturumda, hemen hemen her zaman aynı saatte Göbekli Tepe‘ nin son kazı
sezonundan taze verileri sundu, son onbeş yılında ben de ona eşlik
ettim, sempozyuma beraber gittik hep, her yıl dördüncü güne kadar
kalmayı planlardık, çünkü üçüncü gün merakla beklediğimiz, dinlemek
istediğimiz yeni prehistorik çalışmaların bildirileri olurdu, ama
Klaus‘un işlerinin yoğunluğu nedeni ile her sefer Çarşamba oturumlarının
tamamını dinleyemeden ayrılırdık sempozyumdan.
Göbekli Tepe , 2014
yılı ekim ayından beri artık müze kazısı statüsüne alındı…o yüzden
önümüzdeki birkaç yıl bu sempozyumda temsil edilmeyecek…Klaus‘un son
kazı sezonu olan 2014 yılı ilkbahar dönemi, Göbekli Tepe‘ nin KST‘de de
son dönemi olacaktı…onun adına ve hatırasına , onun notları ve
değerlendirmeleri eşliğinde ben anlatmak istedim bu yıl sempozyumda
Göbekli Tepe ve Klaus‘ un birlikteki son günlerini, Klaus‘ un gördüğü,
değerlendirdiği son kabartmayı, son buluntuyu, kazı ile ilgili
gelecekteki planlarını, kaygılarını …geçen yirmi yılın son halkası
niteliğinde ve hem Klaus adına hem kendi adıma, meslektaşlarımdan bir
çeşit veda amacı ile düşünülmüştü bu…ama bir veda sürecini bile içine
sindiremeyenler, adıma dahi tahammül edemediklerini o kadar belli
ettilerki, bu kadar kırıp dökmeye ne gerek vardı sorusu aklımda,
yorgunluk içinde, katılım teklifimi geri çektim…meslektaşlarımı,
arkadaşlarımı nasıl olsa bir yerlerde göreceğim…Bir iki insan
müsvettesinin arsız çabalarını ise uzaktan bir izleyeyim diyorum,
bakalım nereye kadar tutacak bu densizlikler…
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen